Napolyon'un; bileğini bükemediği ve karizmasını yerle bir edip, " Kader beni bir ihtiyarın oyuncağı etti " dedirten Cezzar Ahmed Paşa...
Tüm doğuyu ele geçirme hülyaları içinde olan Napolyon Bonapart, Mısır'ı almak için İskenderiye limanına çıkar. İlk planda kendisini Müslüman olmuş gibi gösterir, adının artık Ali Bonapart olduğunu söyler ve inandırır. Mısır'ı ve bugünkü Filistin topraklarını alır. Bütün Doğu'yu ele geçirmek isteyen Napolyon Bonapart, Akka kalesi önlerine gelir. Karşısında yaşlı bir Osmanlı Paşası olan Cezzar Ahmed Paşa vardır. Napolyon Akka önlerine geldiğinde kendisine çok güvenmektedir. Mısır ve Filistin’i kolaylıkla zapteden Napolyon, Akka Kalesi’nin de bir iki gün içinde düşeceğini hayal eder ve Cezzar Ahmed Paşa’ya şu mektubu yazar : "Ben Napolyon Bonapart... İşte kalenin duvarları önüne geldim. Bir ihtiyarın geri kalmış birkaç günlük ömrünü almak bana bir şey kazandırmaz. Seninle savaşmak istemiyorum. Benimle dost ol ve kaleyi teslim et ! " Cezzar Ahmed Paşa’nın bu mektuba verdiği cevap şöyle olur :
“Allah’a hamd olsun gücümüz yetiyor, elimiz silah tutuyor. Devletim bana düşmanı görünce silahını teslim et demedi. Geri kalmış birkaç günlük ömrümüzü de cenklerde geçiririz ! " Mağrur Napolyon, Paşa’nın bu cevabını okuyunca etrafındakilere der ki : “Anlaşıldı, bu ihtiyar bizim birkaç günümüzü heba edecek ama merak etmeyin. Bir iki gün sonra şehrin ortasındayız. " Fakat Fransızların her gün biraz daha artan baskısı hiçbir netice vermez ve Fransızların her hücumu püskürtülür, ağır kayıplar verdirilir. Yenilmez ünvanı taşıyan Napolyon, kaledekilerin akıllara durgunluk veren kahramanlığı karşısında şaşırıp kalmıştır. Napolyon’un Akka muhasarası bu şekilde tam 64 gün devam eder. Napolyon bu defa, yüksek rütbeli bir subayını kaleye gönderir ve direnmenin netice vermeyeceğini, şehir teslim edilirse Paşa’nın ordusu ve ağırlıklarıyla beraber istediği yere gitmesine müsaade edeceğini bildirir. Ama Cezzar Ahmed Paşa’dan aldığı cevap şudur : " Devletim beni bu kaleyi teslim etmem için vezir yapmadı. Ben Cezzar Ahmed Paşa, şehitlik mertebesine ulaşmadan bir karış toprak vermem !.." Paşanın bu cevabı Napolyon’u çileden çıkarır. Yaptığı yeni planlarla topçuları gece gündüz Akka kalesini döver. Ne var ki açılan gediklerden şehre girebilenler Osmanlı süngüsü ile yok edilirler. Bu müthiş hezimetle “Kader beni bir ihtiyarın oyuncağı yaptı” diye avaz avaz haykıran yenilmez ünvanlı Napolyon, ordusunun yarısını kaybeder ve nihayet 21 Mayıs 1799'da çekilmeye karar verir. Ağırlıklarını kumlara gömüp, Kahire’ye geri döner. Orada da işleri umduğu gibi gitmeyen Napolyon, iki gemiyle gizlice Mısır’dan kaçar. Ordusunu Mısır’da bırakmış bir başkomutan olarak hayatının en büyük dersini Osmanlı’dan, yaşı 80'e merdiven dayamış Cezzar Ahmed Paşa’dan almış olur. Tarihler Napolyon Bonapart'ın şu meşhur sözünü nakleder : " Eğer Akka'da durdurulmasaydım, bütün doğuyu ele geçirebilirdim. " Peki bizler Napolyon Bonapart'ı tanıdığımız kadar, onu Akka önlerinde perişan eden Cezzar Ahmed Paşa’yı ne kadar tanıyoruz ?
Sorğu
Hansı nəqliyyat növündən daha çox istifadə edirsiniz?